Gelin Odası

“BABAMIN ODASI

Annem gelin geldiğinde evimiz tek odalıymış. Babam 8 kız kardeşin tek erkek kardeşi olduğu için evimizin göz bebeğiymiş.
Dedem, annemi amcası olan Faik Bey’den istediğinde annem, 16 yaşında bir çocukmuş. Babam ise 17 yaşında bir çocuk. Faik Bey, kızı Alime çok küçük olduğundan vermek istememiş, ancak kızını isteyenler de canciğer akrabası Şamil Ağa imiş.
Ne yapsam ne etsem diye düşünmüş, taşınmış, kardeşi Sadık Bey ve eşi Reyhane Hanım ile uzun uzun istişare etmiş, sonunda Şamil Ağa’nın kalbini kırmamak için bir formül bulmuş. Bulduğu formül sayesinde hem kızını vermeyecek ve hem de Şamil Ağa’nın kalbini kırmayacakmış.
-Şamil, kızımı oğluna veririm ama bir şartım var.
-Buyur amca, başım gözüm üstüne.
-Biliyorsun, kızım nazlı büyüdü, elini sıcak sudan soğuk suya değdirmedik. Gelin olduğu evde de maddi sıkıntı çekmesini istemem, bu yüzden başlık parası olarak beşibiryerde ve yanında da 2 tane Reşat altın isterim.
1950’li yıllarda beşibiryerde ve ilave iki altın yani toplam 7 tane tam altın büyük bir servetmiş. Lakin babam Mecit tutturmuş isterim diye, evin tek oğlu, istediğini yapmak gerek.
Şamil Ağa ne yapsın, gitmiş evin iki tane öküzünü satmış, elde avuçta satılabilecek neyi varsa satmış.
Biraz da borç etmiş, başlık parasını toparlamış.
Faik Bey çok şaşırmış, başlık parasını bulamaz nasılsa diye düşündüğünden şok olmuş adeta, lakin kızı vermek zorunda kalmış.
İşte annem Alime Hanım daha sokakta oyun oynarken kendini birdenbire gelin olarak başka bir evde buluvermiş.
Bu oda, eve sonradan gelin odası olarak ilave edilmiş. Alime Hanım ve Mecit Bey’in tam 7 çocuğu olmuş. Alime Hanım’ın babasının verdiği düğün hediyeleri, gelin odasının nadide eşyaları olarak yaşatılmaktadır.”