Hikayesini Dinleyin

Zurna

Hikayesi

ZEMHERİDE YOLDA KALMAK

Bayburt folklorünün temel taşı olan: Davul-zurna düğünlerin vazgeçilmez bir öğesidir. Yöre folklorüne uzun yıllar katkıda bulunmuş olab Bayburt, Demirözülü (Kısandalı), babam Zurnacı Ali (Ali Yılmaz) ve amcam (babamın amcasının oğlu) Davulcu Ürker İmam (İmam Kına) Demirözü ve çevre köylerinde yıllarca bu sanatı icra etmiş ve gelecek nesillere de unutulmaya yüz tutmuş “Bayburt Barlarını” öğretmişlerdir.

1980 yılı Şubat ayında, babam ve amcam Bayburt’un bir köyünde, yapılacak düğüne götürülmek üzere, gelen arabayla yola çıkarlar, arabada babam, amcam, şöfor ve yanında bir kişiyle birlikte toplam dört kişidirler. Hindi köyünü geçtikten sonra yoğun bir tipi başlar araba kara saplanır. Üç kişi arabadan inip itelemeye çalışırlar ama başarılı olamazlar. Arabanın yanına eğilip biraz tipinin dinmesini beklerler, ayağı kalktıklarında yanlarındaki şoför ve diğer kişiyi göremezler, sağa sola bakarlar hiç kimse görünmüyor. İsimlerini bile bilmedikleri iki kişinin o korkuyla Bayburt yoluna gittiklerini düşünürler, amcam arabadan davulu çıkartıp sırtına alır, babama “Gel peşime.” Der. Yoğun tipiye rağmen yaklaşık iki-üç saat yürürler. Yelpınar (Pülürek) köyüne varırlar, amcam bu köyü tanıdığı için konağı olan eve gider, o ev Muro dayının (Mir Hasan Kurtulmuş) evidir. Kapıyı çalarlar evin gelini kapıyı açar, amcam ve babam üstleri ıslak ve donmuş konuşamazlar evin gelini durumu anlar hemen kayınpederi Muro dayıyı çağırır. Muro dayı amcamı tanır hallerini görünce hemen konağını açar, sobaları yaktırır yere iki dçşek serer babam ve amcamın üstünü çıkarır sobanın tellerine asar. Hele döşeklerin içine girin biraz der, oğlu da yemek getirir Muro dayı sorar;

  • İmam gada vaziyet nedir nere gidirdiz anbu kışta?

Amcam olayı anlatır o gece orada kalırlar, ertesi sabah Muro dayı konağa elinde kahvaltı tepsisi ile gelir, amcamla babamı hazırlanmış görünce.

  • Gada nereye anbu karda kışta Kısanta’ya nasıl gideceksiz, hele iki-üç gün daha kalın misafirim olun acele etmeyin der,

Amcam;

  • Ağa sağoalasan Allah razı olsun evini açtın bize, evde gelinin yalnız mal, davar var, baş edemez gidek karanluga kalmadan.

Muro dayı bırakmak istemez lakin amcam kararlıdır, babam ve amcamı köyün çıkışına kadar yolcu eder, yaklaşık iki saat sonra Kısantaya gelirler. Ev halkı olaydan habersiz, amcam ve babam hasta olurlar, bir hafta yataktan çıkamazlar: yüksek ateş, öksürükle bir haftanın sonunda kendilerine gelirler, geriye de her zaman “vefa” borcu hissettikleri hikaye kalır:

Muro Dayı…

Babam ve Muro dayının yolları 1995 yılında tekrar kesişir her ikisinin de kızları, Bayburt Sağlık Meslek Lisesi’ni kazanmıştırlar, ablam ve Muro dayının kız arkadaş olurlar, babam Muro dayının resmini, ablam aracılığıyla kızından ister, aile albümüne koymak için ve merak ettiğimiz Muro dayının resmi eve gelir, aile albümünde hala resmi saklamaktayız çünkü bizim topraklarda her zaman “vefa” kazanmıştır.

Amcam İmam Kına 2000 yılında, Muro dayı (Mir Hasan Kurtulmuş) 2003 yılında, babam Zurnacı Ali (Ali Yılmaz) 2020 yılında ebediyete irtihal etmişlerdir. Geride güzel anılar bırakarak…

Hikayede Geçen Bayburt Ağzında Bulunan Kelimeler;

Aga: Ağabey kelimesinin kısaltılmış hali.

Gada: Kardeş demektir.

Gelinin: Bayburt yöresinde saygıdan dolayı büyüklerin yanında eşlerini belirtecek; isim, eşim, karım vs. kelimeler söylenmez eşlerini belirtmek için gelinin, hanım, yengen kelimeleri kullanılır.

Ev konağı(Gonağ) : Bayburt yöresinde her köyde şahsi olarak bazı evlerin yanında büyük oda(salon), eskiden her köyde en az üç tane ev konağı bulunmaktadır.

Mal-davar: Büyükbaş ve küçükbaş hayvanları birlikte söylemek için kullanılır.

 

Fadime MUTLU

Türkolog

Hikayesini Dinleyin ve İzleyin