Hikayesini Dinleyin

Babaanne/Dede Odası

Hikayesi

“DEDEMİN ODASI
Bu oda, Şamil Ağa ile Münevver Hanım’ın mekanıdır. Bu odada tam 9 çocuk büyüttüler.
Babaannem Münevver Hanım, 8 kız, 1 erkek çocuk annesidir. Ömrü erkek çocuk hasreti ile geçmiştir. İlk erkek torunu Kenan doğduğunda, göz değer diye korktuğundan erkek olduğunu saklamıştır.
-Hayırlı olsun Münevver Hanım, erkek torunun olmuş.
-Yok yok, kim dedi size, erkek değil kız kız, dermiş ilk günlerde.
Anadolu’da sabah çok erken başlar, çok çalışmak gerektiğinden akşamları da erken yatmak gerekir. Münevver Hanım, misafir etmeyi sever, ancak geç kalkan misafirlerden hiç hoşlanmazmış. Tek odalı evinde, misafir gidecek ki dinlenebilsin.
O yüzden bu hikaye köyde uzun yıllar boyunca anlatılmış. Güya Münevver Hanım, misafirler erken kalkmadıkları zaman torunlarını misafirlerin yanına yollar, şu tekerlemeyi söylettirirmiş:
-Eridi köz, bitti söz, kalkın gidin siz, yatacağız biz.

Kadınlar için mesai, sabah 5’te başlar; ahıra girilecek, hayvanların bakımı ve sürüye teslimi yapılacak, sabah kahvaltısı hazırlanacak, ardından tandır yanacak, ekmek pişecek, çeşmeden su taşınıp çamaşır yıkanacak, bulaşık yıkanacak, yemek pişecek, dağdan inen sürüden gelen koyunların sütleri sağılacak, tarlada çalışan aile efradına azık gidecek, ev temizlenecek, akşam gelen hayvanlar ahırlara alınacak, ineklerin sütleri sağılacak, sütler makinaya çekilecek, yayıkta yağ yapılacak, akşam tarladan gelen erkekler yemek yiyecek, sofra toplanacak, bulaşık yıkanacaktır.
Bir günlük mesaidir bu. Bir tanesini zamanında yetiştiremezseniz, diğer iş gelip onun üstüne biner.
Bir maratondur bu.
Dedem Şamil Ağa, akşama kadar oğlu ile tarlada çalışırmış, yorgun argın eve gelince yemek ister, çay istermiş.
Dedem çay içmeyi çok severmiş, bir oturuşta 20 bardak çay içmesi ile meşhurmuş. Üstelik 20 bardak çayı tek bir kesme şekerle tüketme kabiliyetiyle de övünürmüş.
Bazen muziplik olsun diye nineme sorardık:
-Nine, kaç yaşındasın?
-Ne bileyim ben kaç yaşındayım.
-Nerelisin?
-Aha bu deden, seferberlikte tuttu elimden, getirdi buraya, ne bileyim ben nereliyim.
Erzurum’un Horasan ilçesinden olduğunu yıllar sonra öğrendiğimizde babam, Horasan’a götürüp akrabaları ile görüştürmüştür.

Dedemler, I. Dünya Savaşı’nda Yozgat’a göç etmişler. Dedem ninemi orada görmüş, savaş bittikten sonra geri dönerlerken tutup elinden getirmiş.

Sevgi doluydu ninem, ”gurban olum” dediğinde yer gök inlerdi sevdiklerine.”

Hikayesini Dinleyin ve İzleyin